top of page

Heykelleri Ucube Denilerek Yıktırılan Bir Değer: Mehmet Aksoy

  • Yazarın fotoğrafı: intothesanat
    intothesanat
  • 30 Nis 2020
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 23 May 2020

Sizi heykelleri ucube denilerek yıktırılan, parçalatılan Çağdaş Türk heykeltraş Mehmet Aksoy ile tanıştırayım. Sonra oturup ‘’ulan hiç de gıkımız çıkmadı’’ diye düşünür dururuz.

Mehmet Aksoy 1939 yılında Hatay’da bir Türkmen ailenin çocuğu olarak açmış gözlerini dünyaya. İlkokul ve lise yılları Hatay, Tarsus, Antakya arasında geçmiştir. 1960’da İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde eğitime başlamış ve yine burada heykel bölümünde asistanlık yapmaya başlamıştır. 1970 yılında ise Londra’ya giderek eğitimine burada burslu bir şekilde devam etmeye başlamış ve kısa bir süre sonra da Berlin Güzel Sanatlar Okulu’na girmiştir. 1972 yılında Antalya’da Berlin Türk Akademiler ve Sanatçılar Derneği’nin kurucu üyeliğini yapmıştır. 1977’de Berlin’deki sanat okulunda yüksek lisansını tamamlayan Aksoy, Nazım Hikmet Hapiste, Anlamak, İşsiz, Köylü Başı gibi eserlerini de bu dönemde yapmıştır. 1978 yılında yurda dönen sanatçı, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. 12 Eylül 1980 darbesi sonunda, Almanya/Berlin’e yerleşen Aksoy, Kreuzberg’de açtığı atölyesindeki çalışmalarıyla serbest sanatçı olarak yaşamına devam etmiştir. Bu dönemde Kranoldplatz Berlin’e ‘’Buluttan Sevgililer’’ (1982-86) heykelini yapmıştır. 1987 yılında mermer malzemeyle yapmış olduğu Ayrılık adlı heykelinde Almanya’da yaşayan Türklerin ve diğer yabancıların zorluklar nedeniyle çocuklarını ülkeye getirmelerinde yaşadıkları sıkıntıları, çocuğun ailesinden koparılışını soyut bir biçimde anlatmıştır. Sanatçı, Ankara’da İstanbul’da da çeşitli sergiler açmış, Anadolu kültürünü eserlerine işlemiştir. 90’lı yıllarda Türkiye’de heykelleri çoğu yerde görülmeye başlanan sanatçının en ses getiren heykeli 2006’da Kars Belediye Başkanı’nın izniyle, Türkiye ve Ermenistan’ın dostluğunu soyut bir biçimde anlattığı oldukça ‘’estetik’’ ve ‘’barışçıl’’ İnsanlık Anıtı ülkenin yönetici kadrosu tarafından ‘’ucube’’ olarak tanımlanmış, ve 2011’de yıkılmıştır. içinizden ayıplayabilirsiniz (Bu kısımda maddi tazminat davaları, daha sonra Mehmet Aksoy’un dönemin Başbakanı'nın tazminat ödemesi kararına ilişkin ‘’ben haram parayı heykele yatırmam’’ sözleri vs var tabi. Merak etmeyin Aksoy’a Başbakan’a hakaretten dava açıldı). Daha önceki yıllarda ise (1989 civ.) Bonn şehrine dikilecek asker kaçağı heykeli için yapılan yarışmayı kazanan sanatçı, heykelini tamamlamış fakat Alman askerini küçük düşüren bir heykel olduğu düşünülmesi sebebiyle dikilmesine izin verilmemiş, o heykel öyle çeşitli eyaletlerde gezdikten sonra çok şükür ki Potsdam’a dikilerek kendine bir yer bulabilmiştir. Bitti mi? Bitmedi! 1994 yılında, Periler Ülkesinde adlı heykeline, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek şöyle demişti: ‘’Ben böyle sanatın içine tükürürüm!’’ Tabii ki heykel kaldırıldı. Neyse ki birkaç yıl sonra (2005 gibi bir tarihten bahsediyorum) heykel yerine tekrar konularak, Melih Gökçek maddi tazminat ödemek zorunda kalmıştır. İstanbul Ümraniye’de de İki Çocuklu Toprak Ana heykeli bulunan Aksoy’un bu eseri de tabiii ki(!) yıkılmak istenmiş, fakat sanatçı onu kendi atölyesine geri almıştır. Mehmet Aksoy, bugün toplumsal içerikli soyut çalışmalarına hâlâ devam ediyor. Onu ve onun gibi birçok sanatçıyı kaybetmeden önce tanıyın lütfen. Neyse, siz de yazıyı okuduktan sonra ‘’ben böyle sanatın…’’ diye değil ‘’ben böyle zihniyetin…’’ diye cümleye başlıyorsanız hepinize sarılıyorum! Paylaştığım eserlerin isimlerini de şöyle bırakıyorum: İnsanlık Anıtı Ayrılık Köylü Başı İşkencede Varlıkla Yokluk Arasında



 
 
 

Comments


Yazı: Blog2_Post

Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

  • Instagram

©2020, intothesanat tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page