top of page

Bir Kapitalizm Eleştirisi: Çiçek Taşıyanlar Serisi

  • Yazarın fotoğrafı: intothesanat
    intothesanat
  • 1 May 2020
  • 2 dakikada okunur

Diego Rivera’yı Frida’nın biricik aşkı olarak tanırsınız. Fakat kendisi İspanyol kökenlidir ve Meksika’nın en önemli ressamlarından biridir. İnanılmaz büyük duvar resimleri yapan biridir kendisi. Şöyle ki, onun eserleri hep canlı renkler, büyük ve cesur figürler, siyasal imgelerle doludur. Şimdi ben, Diego Rivera’nın 1942 yılında yaptığı, özel koleksiyonda yer alan ‘’Çiçek Satıcısı’’ eserinden bahsedeceğim size, günün anlam ve önemi üzerine.

Resimde Meksika’lı, sırtında çiçek dolu hasırdan küfe taşıyan, yetişkin bir kadın görüyorsunuz. Bu küfedeki beyaz çiçekler bir tür zambak. ‘’Varkoor Kalla Zambağı’’ olarak geçiyor ve önemli yanı ise Meksika’lılar bu çiçeği çok seviyor. Bu da ayrı bir iş kolu ortaya çıkarıyordu.

Gözümüzü çiçeklerden alıp kadına çevirdiğimizde ise koyu renkteki uzun eteği, açık kahve tonlarındaki pançosuyla, günlük bir kıyafetle resmedilmiş olduğunu görüyoruz. Hasır küfeye sardığı ve omuz hizasında tuttuğu mavi kuşağı iki eliyle tutmuş o küfeyi kaldırmaya çalışıyor. Henüz dizlerinin üzerinde. Bunun sebebini ise resme dikkatli baktığınızda göreceksiniz. Hemen kadının diz hizasına bakarsanız, bir çift erkek ayağı göreceksiniz. Hasır şapkası çiçeklerin üzerinde, elleri de küfenin iki yanında görülüyor. Bu adam küfeye çiçek dolduran bir işçi. Bu sebeple kadın dizleri üzerinde onu bekliyor.

Diego’nun eserlerine baktığımızda onun her zaman işçi sınıfının yanında yer aldığını görebiliriz. Bu eserde de yoksul bir kadın işçi var ve kafasını önüne eğmesiyle ne kadar zor bir iş yaptığını seyirciye gösteriyor. Fakat yüzüne baktığımızda ne kadar soğukkanlı olduğunu, durumu kabullendiğini görebiliyoruz. Diego bize burada şunu hissettirmek istiyor aslında: Evet Meksikalı zenginler bu çiçeği çok seviyor ve o çiçekler onların evlerine insanların çektiği bu fiziksel ve manevi zorluklarla geliyor!

Diego’nun Çiçek Satıcılarını konu aldığı farklı farklı eserlerini de bırakıyorum şuraya.

Fakat şunu söylemeden geçemeyeceğim, bir cafede otururken kahveniz yanlış geldi diye, kasiyer sizi memnun edecek(!) kadar hızlı olamıyor diye, yolda kargonuzu getiren çalışan evinizi bir türlü bulamadı diye -ve daha bir sürüsü- onu azarlayacak, küçümseyecek hakka sahip değilsiniz. Dünya işçinin alın teri sayesinde dönüyor. Onların her gün el üstünde tutulduğu, küçümsenip aşağılanmadığı, para babaları tarafından sömürülmediği 1 Mayıs’lar diliyorum.

Çalışan, üreten herkesin gününü saygıyla kutluyorum!



Seyran Hazal





 
 
 

Comments


Yazı: Blog2_Post

Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

  • Instagram

©2020, intothesanat tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page